Merhaba, Ben Pınar 🙂
Çoğunuz “Kitchen in Red♥” olarak tanıyorsunuz beni 🙂 Ama merak edenler için, bir parça daha geriden başlamak istiyorum kendimi anlatmaya.
Blog hayatına, 2005 yılında büyük oğlumun doğumuyla birlikte tutmaya başladığım ve aynı zamanda ilk dijital günlüğüm olan “Nohutum Ardam” ile başladım. Aynı zamanda, o dönemde “Turuncu♥” rengin hâkim olduğu mutfağımdan esinlenerek, ilk yemek bloğum “Turuncu Mutfak”ta, pişirdiklerimi yazmaya ve fotoğraflamaya başladım.
Mutfağa olan düşkünlüğüm ve merakım, İlkokul yıllarımın başlarına tekabül eder 🙂 Henüz 8 yaşındayken, ben omlet yapacağım diye, ocağın başına geçtiğim günü hâlâ dün gibi hatırlıyorum 🙂
O yıllara ait biriktirdiğim tüm anılarımı, çocukluğu 80’li yıllarda geçmiş biri olarak, bir köşede ayrıca uzun uzun anlatacağım 🙂
Müzik, Edebiyat ve Spor, birini diğerinden ayıramayacağım kadar düşkün olduğum diğer hobilerim. Küçükken, okuyabilen insanlara o kadar özenirdim ki, sonunda azmedip, okulu bekleyemeden kendi kendime çözdüm 🙂 Oldukça meraklı, hatta yaramaz diyebileceğim kadar hareketli bir çocuktum.
Mandolin ile başlayan müzik tutkum klasik gitarla birlikte yön değiştirerek, üniversite yılları ve sonrasında da devam etti. Hayallerimde, kalbimin bir köşesinde -hâlâ bir ukde misali-özenle sakladığım, konservatuar yatar. Ortaokula; Hacettepe Devlet Konservatuarı Bale Bölümü, Piyano Bölümü ya da Yarı Zamanlı Klasik Gitar Bölüm’lerinden biriyle başlayabilmeyi çok istediğim halde, ailemin tercihi doğrultusunda evimizin tam karşısındaki mahalle mektebine (Bahçelievler Deneme Lisesi) yazıldım 🙂
Edebiyat bölümüne geçme isteğim, yine ailemin matematik okumam gerektiği yönündeki sarsılmaz kararlılığı sebebiyle sekteye uğradıysa da, yazmaktan ve okumaktan hiç vazgeçmedim. Liseyi bitirdiğim sene, Konservatuar Tiyatro sınavlarına hazırlanmak suretiyle, içimde kalmış son ukdeye yeniden bir şans verme girişiminde bulunduysam da, kader beni Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin Kimya Bölümü’ne yerleştirmeyi uygun gördü 🙂
Yıllar yıllar sonra, 2015 Ocak ayında katıldığım Le Cordon Bleu – Fransız Yerel Bistro Mutfağı Kursu Şefinin, “İyi bir Şef olmak istiyorsanız, her şeyden önce iyi bir Kimyager olmalısınız” sözüyle; Kaderin ağlarını daha o zamanlardan örmeye başladığını düşünerek, gülümsedim 🙂 1989-1993 ODTÜ yıllarım, hayatımın en unutulmaz, en verimli ve en keyifli dönemlerinden biriydi.
Takip eden 2 seneyi de, Akdeniz Üniversitesi’nin tadına bakarak geçirdikten sonra, mecburi istikamet olarak Ankara’ya geri döndüm:) Geçen tüm bu zaman boyunca, “mutfak” hep hayatımın içindeydi ve ben kâh arkadaşlarıma, kâh aileme, kâh misafirlere mütemadiyen bir şeyler pişirip tattırma peşindeydim 🙂
Eşimin kalbini de, o zamanlar reçetesini bir sır gibi sakladığım, o meşhur Cheesecake’lerimle fethettiğimi buradan itiraf edeyim 🙂
Bu kadar uzun bir “özet” girizgâhtan sonra, bize kısaca Pınar’ı anlat derseniz, yine uzun bir listeyle dönerim size 🙂
♥ 1971 Ankara doğumlu
♥ Evli, 2 çocuk annesi
♥ 95 yılından beri aktif olarak çalışıyor
♥ Evine ve ailesine düşkünlüğüyle tipik Yengeç burcu; Geri kalan özellikleri tam bir Başak & Terazi karması
♥ Anıları biriktirmeyi sever, bu sebeple unutmamak için mütemadiyen yazar
♥ En tipik karakter özelliği: Sabırsızlığı ve Aceleciliği
♥ Adalet duygusu kuvvetli, mükemmeliyetçi, format takıntılı, dışadönük, inatçı, yaratıcı, kararlı, çalışkan, enerjik, tam bir kahve kolik
♥ 6. Hissi kuvvetli denecek kadar sağlam ve %99.9 yanıltmaz
♥ Giyim kuşama, her türlü kırtasiyeye, çanta ve ayakkabılara düşkün
♥ Mutfakta kırmızı sever ama tek bir kırmızı kıyafeti yoktur
♥ Monoton ve sıradanlıktan çok orijinal ve sıra dışı olmayı sever
♥ Kendiyle ilgili, en sinir olduğu yorum: Çok zayıfsın, biraz kilo al!
♥ Dostlarını seçer, özenle biriktirir
♥ Gezmeye tozmaya bayılır
♥ Şanslı olduğuna inanır ve genelde hep dört ayağı üzerine düşer
♥ Bir sonraki kariyer planı: Gastronomi ve Mutfak Sanatları okumak; Fotoğraf ve yemek
atölyeleri üzerine yoğunlaşmak